Karanlıktan Sonra Havada süzülüyordu. Gözlerini kapatmış nefessiz kalmayı beklerken, göz kapaklarının ardından bir ışık sızdı. İstemsizce çektiği nefes su yerine hava doldurmuştu ciğerlerine. Yine de…
Yorum BırakKategori: Öyküler
Karanlıkta Hala karanlıktaydılar. Ne kadar süredir burada olduklarını kestiremiyordu Doğan. Bir dakika mı, bir gün mü, bir ay mı? Sanki havada asılıydılar. Ayaklarının altında bir…
Yorum BırakDerin Boşluk Yağmur yeniden başlamış ve gün boyu durmamıştı. Gri, pis, zifiri bulutlar şehrin üzerine bir katman gibi çökmüştü. Kapalı hava, bitmek bilmeyen sıkıntıların devam…
Yorum BırakAy’ın Karanlık Yüzü Günün ağarmasıyla birlikte mesanesindeki baskıyla sandalyesinden kalktı. Kemiklerindeki ağrı onu kısa bir an duraklattı ama aldığı iki derin nefes onu kendine getirdi.…
Yorum BırakAY KÜTÜPHANESİ … çünkü onlar, Tanrı’nın yeryüzündeki yaratıklarına koyduğu sınırları çiğnemiş, insanlığın dışına taşmışlardı. Jules Verne Ay’a Yolculuk Ölüm Koğuşu Yağmur yeni dinmişi. Hızla hareket…
Yorum BırakGÖKTEN İNEKLERİN YAĞDIĞI, GARİP BİR ÖLÜNÜN OLDUĞU BÖLÜM Sabaha karşı uyandığında kan ter içindeymiş. Etrafında koyu bir karanlık, uzaktan gelen uluma sesleriyle gördüğü rüya arasında…
Yorum BırakPek akıllıca değildi ardımda bıraktığım izler. Belki de artık yakalanmak istiyordum. Soğuk hastanenin kapısından içeriye girdiğimde beyaza boyanmış duvarların üzerime doğru geldiğini hissettim. Birkaç kez…
Yorum BırakYukarıda gördüğünüz kitap içinde benim de öykümün bulunduğu, vakti zamanındaki fanzinleri saymazsak basılı ilk öyküm. Müjdat Gezen Sanat merkezinde bir araya gelen birlikteliğimiz böyle bir…
Yorum Bırak
Gözlerimi nerede açmıştım bilmiyorum. Tek hissettiğim burnuma kokan taze tezek kokusuydu. Ağzımın tadı da bok gibiydi. Şiddetli bir öksürükle birlikte tüm ciğerlerimi yere bıraktım. Şimdi daha iyi hissediyordum. Burnumdan aldığım derin nefesle içinde bulunanları yukarıya çekerek tüm toparlananları soluk borumdan yemek boruma aktardım ve yutkundum. Akşamdan bıraktığım çürük diş kokumdan başka bir şey kalmamıştı artık burnuma dolan.
Hayatı anlamak için hazır hale gelmiştim.
Etrafa bakındım. Derin bir karanlık. Sessizliği dinledikçe, hırıltılı nefesimi daha da bastırmaya çalıştım. Ürkütücüydü. Aldığım nefesten daha ürkütücü. Hareket edebilir miydim bilmiyorum. Ya hareket ederken tahammül edilemez bir ses çıkarırsam ve o kokutucu karanlık beni yutarsa… Temkinli davrandım. Kulaklarımı kabartmış beni cesaretlendirecek en ufak sesi yakalamaya çalışıyordum. Hiçbir şey yoktu. “Zaten çıkacak en ufak bir ses bile benim öteki dünyaya biletim olabilir” diye düşündüm. Karnım ağrımaya başlamıştı. Korktuğum zaman hep karnım ağrırdı. Bir süre sonra ister istemez gaz çıkarmaya başlayacaktım. Kokması mühim değil sesli olmazdı umarım.
Yorum Bırak
Son bir kez ceplerimi yokladım. Telefonum, cüzdanım, sigaram. Kapıyı çekmeden önce, elimde anahtarlarım. Her şey tamamdı. Hatta cebimde yerinde bir türlü durmayan bozukluklar fazlalıktı bile. Yine de bir şeyler eksikti. Ve bozukluklar bunun kanıtıydı. Bir yokluğun üzerini örtmek için vardılar onlar.
Son bir kez evi dolandım. Kapalı perdelerin dikişleri arasından sızan güneş ışığında. Artık her neyi unuttuysam yaklaştığımda bile sıcak sinyalini vermiyordu bana. Çıkmalıydım. Süslenmememe rağmen bir saattir evden çıkamamıştım.
Yorum Bırak